10 Ağustos 2010 Salı

Dünyanın En Güzel Albümü

En çok sevdiğim film...
En çok sevdiğim şarkı...
En çok sevdiğim kitap... sorulunca soru işaretleri kuşatır beynimi. Bir liste yapayım da birini başa koyayım, beceremem. Yine de en çok sevdiğin şarkı denince önce Pink Floyd'dan bir şeyler düşünürüm.



Dark Side of The Moon.
Kalp atışlarıyla başlayıp, çığlıklarla biten albüm. Hiç kuşkusuz "dünyanın en güzel albümü" denilirse bunun yanına dahi başka bir albümü koyamam.


Albümü anlatmaya kalksam, onu da yapamıyorum ki.
Breath in the air. Bunu dinlerken yapılabilecek en iyi şey ruhuna göz yaşı kusturmak sanırım.


Gözlerimi tavana dikmiş orada yıldızları izlermişcesine uzanırken bu şarkıyı yaşamayı ve bir zamanlar masum olduğumu hissetmeyi seviyorum.

Çocuklarımı bu şarkıyla uyutacağım.




Breathe, breathe in the air.
Don't be afraid to care.
Leave but don't leave me.
Look around and choose your own ground.

Long you live and high you fly
And smiles you'll give and tears you'll cry
And all you touch and all you see
Is all your life will ever be.

Run, rabbit run.
Dig that hole, forget the sun,
And when at last the work is done
Don't sit down it's time to dig another one.

For long you live and high you fly
But only if you ride the tide
And balanced on the biggest wave
You race towards an early grave. 

0 muhalefet:

Yorum Gönder